Şehâdete susayan, bir an önce Rabbine kavuşmaya sevdalı bir Müslümanın yılgınlık ve bıkkınlık göstermesi, korkak ve ürkek davranması düşünülemez. Can ve mallarını Allah’a satan bir Müslüman, bir mücahid için cihad, bir düğün şenliğidir.
“Allah Mü’minlerden mallarını ve canlarını onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. (Bu) Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah’dan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır?
O halde O’nunla yapmış olduğunuz bu alış verişten dolayı sevinin. İşte bu, büyük kurtuluştur.” (Tevbe/111)
Ne mübarek ve kârlı bir alışveriş ya Rabbi! Satıcı mahlükatın en mükerremi, en mükemmeli insan, satılan meta bu mükerrem insanın en değerli varlığı, canı ve halk arasındaki tabiri ile canın yongası olan malı, alıcı ise alemlerin Rabbi, mülkün sahibi Allah celle celaluhu. Mal ve cana karşılık olarak verilen ebedi cennet ve cemalullahı temâşa... Mü’min olan, Müslüman olan böyle bir alış verişe sevinmez de ne yapar. Onun için bu alış veriş bir ŞEB-İ ARÛS olmaz da ne olur?
İşte bu muhabbet pazarı, aşk pazarıdır.
Bu meydan, cihadı fillah meydanıdır.
Can alınır, can satılır.
Hak yolunda canını feda eden bir şehid;
Kınalanmış kurbanlık bir koç gibi,
Alnından kırmızı kanlar akarak,
Dudaklarında tebessümlerle,
Va’dolunan cennete girmek için Rabbine yükselir.
Düşmana karşı daima uyanık olmalı
Müslüman milletler, İslam düşmanlarına karşı devamlı uyanık olmak, asla gaflet etmemek, ribatlarda, sınırlarda nöbet beklemek, savaşa hazırlanmak, her an hazır olmak, savaş başlayınca da sabır ve sebat göstermekle yükümlüdür.
Allah Teala şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Sabredin. Sabırda yarışın. Uyanık olun. (Sınırlarda) nöbet bekleyin, hazırlıklı olun ve Allah’dan korkun. Umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (Âl-i İmran/200)
Demek oluyor ki, dünyada da, ukbada da kurtuluşa ermek, her türlü tasalluttan kurtulmak için, Allah yolunda cihad etmek, hizmet etmek gerekmektedir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
“Kim Allah’a inanarak ve O’nun vaadini tasdik ederek, onun yolunda bir at beslerse, ona verdiği otlar, su ve gübresi, idrarı kıyamet gününde birer sevap olarak mizanında yer alacaktır.” (Buhari)
“Kim Allah yolunda bir gaziyi techiz ederse, harbe iştirak etmiş gibi sevap alır. Kim geride kalıp gazinin çoluk çocuğuna bakarsa, o da savaşmış gibi olur.” (Buhari, Müslim)
“Allah yolunda bir gün nöbet tutmak, dünya ve üzerindekilerden daha hayırlıdır. Birinizin cennetteki bir kamçılık yeri, dünya ve üzerindekilerden daha hayırlıdır. Kulun Allah yolunda yola çıkması, bütün dünya ve üzerindekilerden daha hayırlıdır.” (Buhari, Müslim)
Ebu Said radıyallahu anh’den şöyle bir rivayet vardır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim Rab olarak Allah’dan, din olarak İslam’dan, Peygamber olarak Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’den razı olursa, cennet ona vacip olur.”
Bu söz, Ebu Said radıyallahu anh’in hoşuna gitti ve dedi ki: “Ya Rasulullah! Bunu bana tekrarla.”
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem tekrarladı ve sonra şöyle buyurdu: “Bir başka şey daha vardır ki, Allah, onunla kulun cennetteki makamını yüz derece yüksektir. Her iki derecenin arası gök ve yer arası kadardır.”
“O nedir ya Rasulullah?” diye sorduklarında:
“O, Allah yolunda savaşmaktır. Allah yolunda savaşmaktır. Allah yolunda savaşmaktır.” buyurdular. (Müslim)
“Müşriklere karşı, mallarınız, canlarınız ve dillerinizle savaşın.” (Ebu Davud)
“Cihadı terkettiğiniz zaman, Allah size zilleti musallat kılar. Tekrar dininize dönünceye kadar, onu üzerinizden atamazsınız.” (Ebu Davud)
“Allah Mü’minlerden mallarını ve canlarını onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. (Bu) Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah’dan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır?
O halde O’nunla yapmış olduğunuz bu alış verişten dolayı sevinin. İşte bu, büyük kurtuluştur.” (Tevbe/111)
Ne mübarek ve kârlı bir alışveriş ya Rabbi! Satıcı mahlükatın en mükerremi, en mükemmeli insan, satılan meta bu mükerrem insanın en değerli varlığı, canı ve halk arasındaki tabiri ile canın yongası olan malı, alıcı ise alemlerin Rabbi, mülkün sahibi Allah celle celaluhu. Mal ve cana karşılık olarak verilen ebedi cennet ve cemalullahı temâşa... Mü’min olan, Müslüman olan böyle bir alış verişe sevinmez de ne yapar. Onun için bu alış veriş bir ŞEB-İ ARÛS olmaz da ne olur?
İşte bu muhabbet pazarı, aşk pazarıdır.
Bu meydan, cihadı fillah meydanıdır.
Can alınır, can satılır.
Hak yolunda canını feda eden bir şehid;
Kınalanmış kurbanlık bir koç gibi,
Alnından kırmızı kanlar akarak,
Dudaklarında tebessümlerle,
Va’dolunan cennete girmek için Rabbine yükselir.
Düşmana karşı daima uyanık olmalı
Müslüman milletler, İslam düşmanlarına karşı devamlı uyanık olmak, asla gaflet etmemek, ribatlarda, sınırlarda nöbet beklemek, savaşa hazırlanmak, her an hazır olmak, savaş başlayınca da sabır ve sebat göstermekle yükümlüdür.
Allah Teala şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Sabredin. Sabırda yarışın. Uyanık olun. (Sınırlarda) nöbet bekleyin, hazırlıklı olun ve Allah’dan korkun. Umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (Âl-i İmran/200)
Demek oluyor ki, dünyada da, ukbada da kurtuluşa ermek, her türlü tasalluttan kurtulmak için, Allah yolunda cihad etmek, hizmet etmek gerekmektedir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
“Kim Allah’a inanarak ve O’nun vaadini tasdik ederek, onun yolunda bir at beslerse, ona verdiği otlar, su ve gübresi, idrarı kıyamet gününde birer sevap olarak mizanında yer alacaktır.” (Buhari)
“Kim Allah yolunda bir gaziyi techiz ederse, harbe iştirak etmiş gibi sevap alır. Kim geride kalıp gazinin çoluk çocuğuna bakarsa, o da savaşmış gibi olur.” (Buhari, Müslim)
“Allah yolunda bir gün nöbet tutmak, dünya ve üzerindekilerden daha hayırlıdır. Birinizin cennetteki bir kamçılık yeri, dünya ve üzerindekilerden daha hayırlıdır. Kulun Allah yolunda yola çıkması, bütün dünya ve üzerindekilerden daha hayırlıdır.” (Buhari, Müslim)
Ebu Said radıyallahu anh’den şöyle bir rivayet vardır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim Rab olarak Allah’dan, din olarak İslam’dan, Peygamber olarak Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’den razı olursa, cennet ona vacip olur.”
Bu söz, Ebu Said radıyallahu anh’in hoşuna gitti ve dedi ki: “Ya Rasulullah! Bunu bana tekrarla.”
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem tekrarladı ve sonra şöyle buyurdu: “Bir başka şey daha vardır ki, Allah, onunla kulun cennetteki makamını yüz derece yüksektir. Her iki derecenin arası gök ve yer arası kadardır.”
“O nedir ya Rasulullah?” diye sorduklarında:
“O, Allah yolunda savaşmaktır. Allah yolunda savaşmaktır. Allah yolunda savaşmaktır.” buyurdular. (Müslim)
“Müşriklere karşı, mallarınız, canlarınız ve dillerinizle savaşın.” (Ebu Davud)
“Cihadı terkettiğiniz zaman, Allah size zilleti musallat kılar. Tekrar dininize dönünceye kadar, onu üzerinizden atamazsınız.” (Ebu Davud)
Paz Mart 08, 2009 11:14 pm tarafından OKYANUSUN KALBİİ
» Her gün bir hadis
Çarş. Ocak 21, 2009 11:36 am tarafından cemile
» ÖNCE KARŞINDAKİ İNSANA SAYGI VE SEVGİDUYACAKSINKİ SAYGI VE SEVGİ GÖRESİN ....BUNAD GÜZEL AHLAKTAN ,HOŞGÖRÜ,ANLAYIŞ,DAYANIŞMA GÜVEN ,SAYGI VE SEVGİDEN GEÇER...KULUN TAKTİRİNİ KAZANMAK ...RABBİMİN TAKTİRİNİ KAZANMAKTIR .....?
Ptsi Ocak 12, 2009 9:07 am tarafından efem
» MORALİN NİYE BOZUK?
C.tesi Ocak 10, 2009 11:57 pm tarafından Ravza
» Ey Kanlı Mescid-i Aksa!
Paz Ocak 04, 2009 10:55 pm tarafından OKYANUSUN KALBİİ
» FİLİSTİNE DUA
Paz Ocak 04, 2009 10:36 pm tarafından OKYANUSUN KALBİİ
» FİLİSTİNLİ ÇOCUK
Paz Ocak 04, 2009 10:22 pm tarafından OKYANUSUN KALBİİ
» Her gün bir ayet
Paz Ara. 21, 2008 11:42 am tarafından peri
» ŞÜKRETMEK
Cuma Ara. 19, 2008 6:20 pm tarafından peri